29 Aralık 2014 Pazartesi

İNSANLARDA ÜREME VE GELİŞME



Plasentalı memelilerde üreme sisteminde 
spermatogenez (sperm oluşumu) 
oogenez (yumurta oluşumu)










İNSANDA ÜREME SİSTEMİ:

  • Plasentalı memelilerin en gelişmişi insanlardır.
  • İnsandaki üreme olayı ile diğer memelilerin  üremesi hakkında da kısmen bilgi edinmiş oluruz.
  • İnsanda döllenme ve gelişme ana vücudunda olur.
  • Plasentalı memelilerin yumurtalarında az miktarda besin bulunur.
  • Gerekli besinler anne karnından alınır.
  • Besinlerin alınması plasenta ile gerçekleşir.
  • Doğumdan sonra canlı sütle beslenir.
  • Plasentalı memelilerde üreme sisteminde spermatogenez (sperm oluşumu) ve oogenez (yumurta oluşumu)
SPERMATOGENEZ(SPERM OLUŞUMU)
  • Spermatogenez, erkek bireyin testislerindeki se­minifer tüpçüklerinde meydana gelir.
  • Seminifer tüpçüklerinde bulunan 2n kromozomlu spermatogonium hücrelerinden mayoz bölünme geçirecek olanlar büyüyerek birinci dereceli spermatosit haline geçer.
  •  Birinci dereceli sper­matositlerden mayoz I sonunda oluşan n kro­mozomlu hücrelere ikinci dereceli spermatosit denir.
  • İkinci dereceli spermatositlerden mayoz II so­nucu n kromozomlu 4 spermatit oluşur.
  • Sper­matitler farklılaşarak spermleri oluşturur









Sperm:
  • Sperm;baş,boyun , orta kısım ve kuyruk olmak üzere 4 kısımdan oluşur.

  1. Baş kısımda çekirdek ve akrozom bulunur.
  2. Çekirdek  kromozomları taşır.
  3. Akrozom döllenme sırasında yumurta örtülerini eritir sperm çekirdeğinin yumurtaya  girmesini sağlar.
  4. Boyun kısmında sentrioller bulunur ve kuyruk oluşumunu sağlar. Kuyruk, spermin hareketini sağlar.Orta kısmında mitokondriler  vardır.






OOGENEZ(YUMURTA OLUŞUMU)
  •  Oogenez dişi bireyin yumurtalıklarında (ovar­yum) gerçekleşir.
  • Yumurtalıktaki 2n kromozomlu oogonium denen hücrelerden, mayoz bölünme geçirecek olanlara birinci dereceli oosit denir.
  • Birinci dereceli oositten mayoz I sonucu n kromozomlu bir büyük, bir küçük hap­loid(n) iki hücre oluşur.
  • Büyük hücreye ikinci dereceli oosit, küçük hüc­reye birinci kutup hücresi denir.
  • İkinci dereceli oosit ve birinci kutup hücresinin bö­lünmesi sonucu n kromozomlu dört hücre oluşur.
  • Dört hücreden biri büyük olup yumurta adını alır, diğer üç küçük hücreye kutup hücresi denir. Ku­tup hücreleri besin olarak kullanılır veya ölür.



Yumurta


  • Yumurta genellikle küreseldir.
  • Yumurta, sperme göre daha iri ve sitoplazma bakımından zengindir.
  • İçindeki besinlere vitellüs denir.
  • Bir oogenez sonucunda 1 yumurta hücresi, bir spermatogenez sonucunda 4 sperm oluşur.








A.ERKEK ÜREME SİSTEMİ:

  • Erkek üreme sistemi oluşturan yapılar
  1. Testisler (Er Bezleri)
  2. Sperm kanalları
  3. Seminal bez
  4. Cowper bezi
  5. Prostat bezi
  6. Penis 




Testisler (Er Bezleri) :
  • İki tanedir.
  • İçindeki bölmelerde ince kıvrımlı seminifer tüpçükler bulunur.Bu tüplerin içinde sperm ana hücrelerinden mayoz sonucu spermler oluşur.
  • Vücut dışında torba (skrotum) içinde yer alır. Vücut dışında bulunmasının sebebi, spermlerin vücut içi sıcaklığında yaşayamamasıdır.


Epididimis :
  • Testislerin üst kısmında bulunur. Üretilen spermler buraya getirilir.
  • Spermler  1-10 gün burada tutulur olgunlaşır. Döllenme ve  hareket yeteneği  kazandırılır.


Vasdeferans:
  • Olgunlaşan spermlerin bir kısmı epididimiste kalır. Büyük kısmı sperm kanalına geçerek (vasdeferans) orada  depolanır.
  • Vasdeferans üretra (idrar kanalı) ile birleşip penis ile sonlanır.
  • Depo edilen spermler 42 gün kadar canlı kalabilir. Buradan idrar kanalı (üretra) ile vücut dışına atılır
  • Bu yapıların yanında spermlerin üretra kanalından geçerek atılmasında hareketi ve spermlerin korunmasında görevli  seminal sıvıdır. 
  • Üretrada, vasdeferansta hareketi sağlayan ve spermleri koruyan seminal sıvı salgılanır. Bu sıvıyı salgılayan yapılar şunlardır.

  1. Prostat
  2. Seminal bezler
  3. Cowper bezler

  •  Bu sıvılar spermin geçtiği  yolları kayganlaştırır, içerdiği bol glikozla spermleri besler ve dişinin üreme kanalında salgılanan asitlerden spermi korur.
Seminal sıvı + Sperm = SEMEN











Erkek Üreme Sisteminin Hormonları:
  • Sperma üretimi erginliğe ulaştıktan sonra başlar.
  • Yaşamının sonuna kadar devam eder. İleri yaşlarda üretiminde büyük azalmalar olur.
  • Hipotalamus; hipofiz bezini uyarır, steroid hormonlar salgılanır.Bu hormonların etkisi ile testislerin çalışması kontrol edilir.
  • Birincil spermatosit oluşuncaya kadar hipofizin etkisi görülmez.
  • FSH ve LH hormonları kontrol edicidir.
  • FSH: Folikül stimüle (uyarıcı hormon)
  • LH: Lüteinleştirici  hormon
  • Bu hormonların etkisiyle seminifer tüpleri gelişir ve mayoz bölünme başlar.
  • Testislerden salgılanan eşeysel hormonlara genel olarak  Androjenler denir.
  • En önemlisi testosterondur.(ikincil cinsiyet özellikleri sakal,bıyık,kalın ses,gelişmiş kas,kıl büyümesi gibi …özellikleri sağlar.)












DİŞİ  ÜREME SİSTEMİ:
  • Dişi üreme organları 4 bölümden meydana gelir.

  1. Yumurtalık (Ovaryum)
  2. Yumurta kanalı (Fallopi tüpü) (Ovidukt)
  3. Döl yatağı (Uterus) (Rahim)
  4. Vagina


1.Yumurtalık (Ovaryum):
Sağda ve solda olmak üzere iki tanedir.
Karın boşluğunun alt tarafındadır.
Folikül denilen keselerinde mayoz bölünme ile ikinci dereceli oosit oluşur.

2.Yumurta kanalı (Fallopi tüpü) (Ovidukt):
Bir ucu kirpikli huni şeklindedir ve yumurtalığa açılır.Diğer ucu döl yatağına (uterusa) açılır.
İkinci dereceli  oositlerin, bölünmelerini tamamlayıp yumurtayı oluşturduğu yerdir.
İkinci dereceli oosit  yumurta kanalında spermle karşılaşırsa,döllenir.
Oosit bölünmesini tamamlayıp yumurta oluşturur.
Zigot mitoz bölünmelere (segmentasyona) fallopi kanalında başlar.
Yumurta döllense de  döllenmese de fallopi kanalının kenarındaki silerlin hareketiyle uterusa (Döl yatağına) doğru itilir.
3.Döl yatağı (Uterus) (Rahim)
İç yüzeyi bol kan damarlıdır.
Bir tarafıyla yumurta kanalına,diğer tarafıyla vajina kanalına açılan armut biçiminde organdır.
Kalın çeperini düz kaslar oluşturur.
İç yüzeyi mukus salgılayan bir epitelle örtülüdür.
Gebelik sırasında hacmi 200 kat artabilir.
Dışarıya vajina denilen tüple açılır.

4.Vagina
Vajinanın üretra (idrar kanalı) ile bağlantısı yoktur.Uterusun  dış ortamla bağlantısını sağlar.

Spermlerin dişi vücuduna giriş yaptığı yerdir.
















MENSTRUASYON DÖNGÜSÜ VE HORMONLARLA  KONTROLÜ
  • Döllenme olmadığı sürece uterustaki değişme ve gelişmeler tekrarlanıp durur,buna menstrüasyon devresi denir.
  • Dişilerde yumurta hücrelerinin oluşumu,yumurtalık ve uterusta meydana gelen değişmeler 28-30 gün süren belli peryodlarla gerçekleşir.
  • Yumurtanın oluşumu ovaryum içindeki foliküller (yüzlerce küçük kesecikler) içinde gerçekleşir. Bu gelişim dişilerde çok erken yaşlarda başlar.
  • Kız çocuklarında anne karnındayken fetusta 6-7 milyon yumurta bulunur. Bunların çoğu zamanla dejenere olmakla ve doğum anına kadar bu sayı ortalama 400- 600 kadar düşer.Ergenlik çağına gelince ortalama 28 günde 1 tane folikül gelişimi olur ve yumurta gelişerek vücut dışına atılır.
  • Buna menstrüasyon devri denir ve 4 evrede gelişir.

  1. Folikül Evresi
  2. Ovulasyon Evresi
  3. Korpus luteum Evresi
  4. Menstrüasyon Evresi


1.Folikül Evresi
  •  Hipotalamus hipofizi uyarır FSH salgısını artırır.
  • FSH, folikülleri uyarır ve yumurta oluşumunu sağlar.
  • Folikül hücreleri fazla miktarda östrojen az miktarda  progesteron salgılar.
  • Döl yatağı döllenmeye hazırlanır.
  • Kanda östrojen artması yumurtanın oluştuğu anlamındadır. Hipofiz FSH salgısını keser.(Geri besleme)
  • 10-12 gün sürter.

 2.Ovulasyon Evresi
  • Hipofiz FSH salgısını keserek, LH hormonunu salgılar.
  • LH etkisi ile folikülün içine su dolar. Şişlen folikül çatlar  ve II. Oosit bırkılır. (ovulasyon)
  • 1 gün sürer
  • Vücut sıcaklığı 0.5 0 C kadar yükselir.

3.Korpus luteum Evresi

  • LH etkisiyle yırtılan folikül, hipofizden salgılanan LTH sayesinde bol miktarda yağ taşıyan lutein hücrelerinden oluşan korpus luteum (sarı cisim) halina dönüşür.
  • Korpus luteum bol miktarda progesteron az miktarda östrojen salgılar.Uterusun büyümesini ve süngerimsi bir hal almasını sağlar.
  • Bırakılan yumurta fallopi tüpüne geçer.
  • Tüpteki yumurta spermle karşılaşırsa döllenir.
  • Döllenme olursa,embriyo rahatlıkla uterusa tutunabilir.
  • 10- 14 gün sürer








4.Menstrüasyon Evresi:
  •  Yumurta döllenmemişse 14 gün içinde LTH kesilir  ve korpus luteum bozulur.
  • Progesteron ve östrojen ani olarak azalır.
  • Hormon uyarısı ortadan kalkınca, uterusa giden kan miktarı azalır. Döl yatağının (uterus) iç çeperi parçalanır.
  • Parçalar ve döllenmemiş yumurta dışarıya atılır.Bu olaya menstruasyon denir.
  • 3-7 gün sürer.
  • Menstrüasyondan sonra tekrar folikül evresi başlar.


  • Üstteki  şemada ise adet döngüsünün günlerine göre vücutta oluşan hormon seviyeleri görülmektedir. Östrojen hormonunun kanda artmasından hemen sonra LH hormonunun da bariz bir şekilde arttığına dikkat ediniz.
  • Şemada ayrıca progesteron hormonu salgısının yumurtlamadan önce oldukça düşük olduğu, yumurtlamadan sonra ise bariz bir şekilde arttığı gözlenebilir.

  • Alttaki  resim rahim iç tabakasında adet döngüsünün ilk gününden itibaren başlayan kalınlaşma sürecini şematik olarak göstermektedir. 











DİŞİ ÜREME SİSTEMİNİN HORMONLARLA DENETLENMESİ
  • Hipofiz bezi salgıladığı hormonlarla doğrudan ovaryumu etkiler.
  • Oavraryumda salgıladığı hormonlarla döl yatağını etkiler.
  • Hipofizin ovaryumu etkileyen başlıca  hormonları:

  1. FSH (Folikül uyarıcı hormon)
  2. LTH (Lüteotropik hormon =Prolaktin)
  3. LH (Lüteinleştirici hormon)
  4. Oksitosin
  5. Östrojen:
  6. Progesteron:





    • Bu hormonların düzenli salgılanmasını hipotalamustan salınan RF hormonu düzenler

          1.FSH (Folikül uyarıcı hormon)

    • Yumurtalıktaki foliküllerin gelişmesini ve folikül içinde yumurtanın olgunlaşmasını sağlar.
    • Gelişen foliküllerin östrojen hormonu salgılamasını sağlar.
           2.LTH (Lüteotropik hormon =Prolaktin)

    • Korpus luteumun devamını sağlar.
    • Gebeliğin gerçekleşmesinde etkilidir.
    • Analık duygusunu geliştirir.
    • Süt bezlerini geliştirir.

    3.LH (Lüteinleştirici hormon)

    • Foliküllerin  gelişmesini ,
    • Foliküllerin içine su alarak şişmesini.
    • Foliküllerin yırtılarak yumurtayı bırakmasını (ovulasyonu) sağlar.


    4.Oksitosin

    • Dişilerde yavru 9 aylık gelişimini tamamlamışsa rahim kaslarının kasılmasını ve kontrol edilmesini sağlar.
    • Doğumun kolay olmasını sağlar. 


    5.Östrojen:

    • Gelişmekte olan folikül hücrelerinden salgılanır.
    • Dişilerde ikincil cinsiyet karakterlerinin kazanılmasını sağlar.(Sesin ince kalması,deri altında yağ birikimi,göğüslerin gelişmesi ..gibi)
    • Döl yatağındaki mitoz bölünmeleri hızlandırır.
    • Döl yatağındaki mukus salgısını arttırır.
    • Ovulasyondan sonra miktarında biraz azalma olur.
    • Döllenme olursa salgı devam eder.
    • Doğumdan önce salgısı en üst seviyeye çıkar.
    • Plasentadan da belli miktarda östrojen salgılanır.
    Kandaki östrojen derişimi artınca hipotalamus RF hormonunu azaltır.(RF azalınca ,hipofiz FSH azalır,LH salgılar)
    • Yırtılan (yumurtayı bırakan) foliküllere korpus luteum (sarı cisim) denir.
    • Korpus luteum çok miktarda progesteron hormonu az miktarda östrojen hormonu salgılar.

    6.Progesteron:

    • Östrojen gibi döl yatağının iç çeperinde mitoz bölünmeleri hızlandırır.
    • Döl yatağının doku sıvısını artırır.
    • Uterustaki kılacal damarları geliştirtir.Uterusun embriyoyu tutmasını sağlar.
    • Progesteron salgısı durunca korpus luteum bozulur.






    PLASENTA VE GÖBEK BAĞI:
    • Embriyo uterusa tutunduktan sonra plasenta gelişir.
    • Ovaryumdan salınan hormonların da etkisiyle uterus ,zigotun mitozla gelişip embriyoyu oluşturması için uygun ortamı oluşturur.
    • Daha sonra zigot gelişerek etrafında çeşitli zarlı yapılar oluşur.Bu zarlı yapılar.

    1. Koriyon
    2. Amnion
    3. Allantoyis
    • Vitellüste çok az besin olduğundan besin biter ve koryon gelişir uterusa tutunan bir yapı oluşturur.
    • Embriyo döl yatağına ulaşınca koriyon zarından uterus dokusuna doğru villüs denen çıkıntı oluşur.
    • Villüsler ve bu bölgesindeki uterus duvarının dokularına plasenta denir.
    • Plasentanın villüsleri kılcal damar bakımından zengindir.


    •  Plasenta bölgesinde normalde bebekle annenin kanı birbirine karışmaz.



    • En basit bir plasentada anne ile embriyo arasındaki madde alış verişi şu tabakalar aracılığı ile olur.

    1. Annenin uterus kan damarları endoteli
    2. Annenin endoktriumu bağ dokusu
    3. Uterus endometrium epiteli
    4. Koryon  villuslarının trofoblast tabakası
    5. Koryon villuslarının bağ dokusu
    6. Koryon villus damar endoteli
    7. Embriyo veya fetusa ait damarlar.



    Plasentanın görevleri :
    • Plasentada ve embriyoda yavrunun kanı dolaşır.
    • Uterusta plasentanın bağlı olduğu bölgede bol miktarda kanı içine alabilen boşluklar bulunur.
    • Bu boşlulardan plasentaya difüzyon,osmoz,aktif taşıma gibi olaylarla  besin maddesi geçer.
    • Artık maddelerde aynı yöntemle uterustaki anne kanına geçer.Gaz alış-verişi de bu sırada olur.
    • Plasenta fazla miktarda progesteron ve az miktarda östrojen hormonları salgılayarak uterus dokusunun yumuşak kalmasını ve embriyonun burada kalmasını sağlar.
    • Glikojen depolar.
    • Plasenta uterus içinde gelişmekte olan solunum organıdır. Yani anne karnındaki oksijenin fötusa, fötus kanındaki karbondioksitin anne kanına geçmesini sağlar.
    • Plasenta embriyo /fötüs için bağırsak ve böbrek görevi yapar.
    • Plasenta vitamin deposudur. Özellikle A,D vitaminlerini depo eder.
    • Plasenta bir endokrin organ gibi rol oynar. Gebelik süresince sinsisyotrofoblastlar tarafından östrojen, koryon progesteronu ve koryon gonadotropini salgılanır.




    • Plasentayı fetüse bağlayan yapıya göbek bağı denir.


    Göbek bağı; vitellüs kesesi ve allantoyisin ,atar ve toplar damarların etrafını sarması ile oluşur.
    Göbek bağı içinde kirli ve temiz kan taşıyan iki atar damar ve temiz kan taşıyan bir toplar damar bulunur.
    Fetüs ile  anne arasındaki metabolik alışverişi plasentayla birlikte sağlayan yapıdır. Beyaz parlak, 2 cm kalınlığında 50-60 cm uzunluğundadır (bazen 10 cm bazen 150 cm olabilir).

    • İnsanlarda döllenmenin 7. haftasından sonra embriyo fetüs adını alır.
    • İnsanda normal gebelik süresi 280 gündür. (ortalama 40 hafta)
    • Doğum bebeğin uterustan anne vücudunun dışına çıkması sırasında meydana gelen bütün olayları içine alır.
    • Gebelik süresince salgılanan progesteron hormonu uterusun kasılmasını önler.

    • Gebeliğin 7. ayından sonra östrojen yoğunluğu progesterona göre artar.Bu artış uterus kasılmasını etkiler.Ayrıca hipofizden salgılanan oksitosin uterus kasılmasını arttırır.Doğum sonrası progesteron ve östrojen yoğunluğu azalır.Bunun sonucunda LTH (prolaktin) çıkışı artar ve süt salgılanması sağlanır.
    • Oksitosin doğumdan sonra da salgılanmaya devam eder ve sütün meme başından akmasını sağlar.Emme olayı sürdükçe süt salgılanması devam eder,emme süreci bitince salgılanma durur ve meme bezleri eski durumuna döner.
    • Belli aralıklarla meydana gelen kasılmalara doğum sancısı denir.
















    • Plasenta,hem maternal hem de fetal bileşenlerden oluşmuştur.
    • Fetal yapılar koriyondan köken alır.Maternal ve fetal kılcal damarlar yan yana bulunur.
    • Besin maddelerinin fetal dolaşıma difüze olması sağlanır. Fetal kılcallar tarafından absorbe edilen besinler ,umbilikal kort tarafından , amniyon kesesinden amniyon sıvısı içinde yer alan embriyoya yer alan embriyoya taşınırlar.








    Primatlar dışındaki memelilerde “refleks ovulasyon” adı verilen, estrousa bağlı yumurtlama görülüyor. Estrous dönemi (estrous için “döngü” kelimesini kullanmak kavramsal olarak çok doğru olmayabilir) sonunda çiftleşmenin gerçekleşmemesi, ya da başarısız olması durumunda, yumurta hücresi vücut içinde yıkılıyor. Bu esnada, yumurtlamayla (bu durumda refleks ovulasyonla) birlikte vücut içinde uterusun gebeliğe hazırlanması başlıyor. Ovaryumlardan yumurta hücresinin salınması, bütün memelilerde aynı mekanizmayı tetikliyor ve aynı hormonların etkisiyle benzer fizyolojik olaylar gerçekleşiyor. Yalnızca, görülen farklı plasenta tiplerine bağlı olarak, uterus içindeki hücre yatağının (endometriyum) oluşum süreci küçük değişiklikler gösterebiliyor. Gebeliğin gerçekleşmemesi durumundaysa, sarı cisimciğin (korpus luteum) bozulmasıyla birlikte oluşturulan endometriyum duvarı atılıyor. Bu evreye gelindiğinde, yumurta hücresi çoktan vücut içinde yıkılmış oluyor.Kısacası, primatlarda ve diğer memelilerde ovulasyon sonrasında görülen olaylar birbirinin aynısı. Yalnızca, primatlarda iş biraz daha döngüsel olarak devam ederken (bu nedenle menstrual döngü adıyla anılıyor), diğer memelilerde üreme mevsimlerindeki kızışma davranışı sonrasında ovulasyon gerçekleşiyor.

    Hiç yorum yok:

    Yorum Gönder

    BİLKEM POPÜLER

    ETİKETLER