19 Eylül 2016 Pazartesi

ÖYLE ŞİFRELİ BİR TÜRKÜ YAZDI Kİ, DENİZLER’İ ASANLAR ŞAŞTI, KALDI!.


O artık Aşık Mahzuni Şerif’ti..
Aşık Veysel’in deyimiyle, “Pir Sultan“dı..
Sazı sivri telliydi..
Ağzı da sivri dilli..
Türkülerinde puşt da derdi..
Ana avrad küfür de ederdi..
Ama insanı severdi..



Yıl 1940..
Cumhuriyetten 17 yıl sonra..
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek Köyü..
Köyün sahibi tek kişi..
Bir ağa..
Köylü milletin efendisi değil..
Ağa köylünün efendisi..
Herkes ona çalışmak zorunda..
Boğaz tokluğuna..
Böyle bir ortamda doğdu, Şerif Çırık..
Daha çocukken gördü..
Ezen ile ezileni..
Köye asker geldiğinde ağanın sofrasında ziyafet verilirdi..
Yutkulanarak izlerdi, yemek yiyenleri..
O masada olmayı çok isterdi..
Belki de o yüzden büyüyünce asker olmak istedi..
Askeri okula gitti..
Çok başarılı oldu..
Ama 27 Mayıs darbesiyle askerlikten soğudu..
Yapamadı..
Bıraktı..
Artık işsiz, güçsüzdü..
Elinden gelen tek şey saz çalmaktı..
O da saz çaldı..
*. *. *
Kısa sürede nam saldı..
Ozan oldu..
Türküleri dillere destan oldu..
Ama öyle etliye sütlüye karışmayanlardan değil..
Haksızlığa başkaldıranlardandı..
Ersen ve Dadaşlar, Edip Akbayram,Cem Karaca, Selda Bağcan ve niceleri onun türküleriyle ünlendi..
O artık Aşık Mahzuni Şerif’ti..
Aşık Veysel’in deyimiyle, “Pir Sultan“dı..
Sazı sivri telliydi..
Ağzı da sivri dilli..
Türkülerinde puşt da derdi..
Ana avrad küfür de ederdi..
Ama insanı severdi..
Çok tutuklandı, yargılandı..
Hapisler yattı..
Türküleri toplatıldı..
Pes etmedi.
Herkes ona komünist derdi..
O ise kendisini Atatürkçü olarak tanımlardı..
“Samsun’dan gel, sarı saçlım, mavi gözlüm” derdi..
Hatta, komünist diyenlere bir türkü ile cevap verdi.
“Kim diyorsa Mahzuni’ye komünist,
Onun imanından şüphe etmeli.
Böyle bir millete kim etse gasid
Yedi sülalesin topa tutmalı”
*. *. *
Yıl 1972..
12 Mart askeri muhtırasıyla Süleyman Demirel hükümeti devrilmişti..
Yerine Nihat Erim başkanlığında yeni bir hükümet kuruldu..
Bu hükümet de sol kesime karşı şiddetli baskı uyguluyordu..
Sol nefes alamıyordu..
Kitaplar, türküler toplatılıyordu..
Üstelik Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan daha yeni asılmıştı..
Mahir Çayan vurulmuştu..
O günlerde bu isimlere değil türkü yakmak, adlarını anmak yasaktı..
Büyük suçtu..
Hemen içeri atarlardı..
İşkencede inim inim inletirlerdi..
Ama Aşık Mahzuni durur mu?
Aldı bağlamayı eline.
Mızrabı vurdu, sazın teline..
*. *. *
“Köşkün sarayın yıkılsın
Erim erim eriyesin
Umudun suya dökülsün
Erim erim eriyesin
Çölden çöle sürünesin
….
Musa isen Tur-i Sinan
Haktan gelmiş idi İnan
Yesin seni yılan Çayan
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin
….
Aslan pençesi vurulsun
Çayın Deniz’de kurusun
Gözlerin yansın çürüsün
Erim erim eriyesin
Sürüm sürüm sürünesin”
*. *. -*
Türkü kısa sürede dillere düştü..
Plakları kapış kapıştı..
Ankara önce bir şey anlamadı türküden..
Ama Mahzuni sevdalıları anlamıştı..
Türküde şifreler vardı..
Erim erim eriyesin; NİHAT ERİM’e..
Musa isen Tur-i Sinan; SİNAN CEMGİL‘e..
Haktan gelmiş idi İnan; HÜSEYİN İNAN‘a..
Yesin seni yılan Çayan; MAHİR ÇAYAN‘a..
Aslan pençesi vurulsun; YUSUF ASLAN‘a..
..Ve
Çayın Deniz’de kurusun; DENİZ GEZMİŞ‘e yazılmıştı..
*. *. *
Egemenler bir süre sonra uyandılar..
Mahkemeye verdiler..
Başbakan Nihat Erim’e hakaretten,,
Mahkemede türküyü dinleyen hakimler bile vokal yaptı..
Ama 10 ay hapis yattı.
Mahzuni Şerif 13 yıl önce bir mayıs sabahı aramızdan ayrıldı..
Geride 400’e yakın plak, 50’nin üzerinde kaset ve şiirlerini yazdığı 9 kitap bıraktı.
Malum önümüzde seçim var.
Büyük Ozan’ı kendi mısralarıyla analım..
“Yuh yuh soyanlara
Soyup kaçıp doyanlara
İnsana kıyanlara,
Yazık şu uyuyanlara”
(Sedat Kaya)
———————–
Sözün özü:

“Bu toprağın türkülerini yakanlar, yasalarını yapanlardan daha güçlüdür”



ÖYLE ŞİFRELİ BİR TÜRKÜ YAZDI Kİ, DENİZLER’İ ASANLAR ŞAŞTI, KALDI!.

6 Mayıs 2015 by SEDAT KAYA


Kaynak: https://sedatinadresi.wordpress.com/2015/05/06/oyle-sifreli-bir-turku-yazdi-ki-denizleri-asanlar-sasti-kaldi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

BİLKEM POPÜLER

ETİKETLER